Testere-4 ‘ü izledim…

Filmin ilk serisine bayılmıştım. Hatta şurada da bununla ilgili yazımı yazmıştım.

Filmin 4ncü serisini izlemeye gittiğimin ilk 10 dk. sında “bu ne yaaa” demekten kendimi alamadım. Utanmasam filimden çıkacaktım o kadar kötü oldum. Artık akıl oyunlarından ziyade vahşet görüntüleri ile başlayan filmi beğenmedim. Herhalde bundan sonra da filmin devam serisini izlemeye gitmem.

Filmin konusu vs. den bashetmeyeyim gitmek isteyen olur filmin heyecanı kacmasın. Yine her zaman ki gibi enteresan ölüm tuzakları tasarlanmış. Bunları tasarlayan kişiyi tebrik etmek lazim, yoksa o kişiden korkmak mı lazım karar veremedim.

Filmin bitiş şekline bakar isek daha uzayacak gibi görünüyor.

Sloganı ” Ben öldüm diye oyun bitecek mi sandın”…

Telekom bana çok kızdı sanırım…

Şurada geçenlerde Telekom’un grevinin beni vurduğunu yazmıştım. En son Telekom ile yaptığım görüşmede artık zivanadan çıkmış ve bir hışımla hiç olmayan sözcükleri ardı arkasına sıralamıştım. Ertesi gün ne oldu dersiniz ? ADSL hattım düzeldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Telefon hattımda kesildi. Evet evet yanlış okumadınız telefon hattımda bulunan sinyalimde gitti.

Sanırım kurduğum cümleler etkili olmuş. Ama etkili olduğu taraf benim aleyhime. Tevekeli bu adamlar hizmet vermek istememelerine rağmen tesisat numaramı sorup durdular. “Sen misin bize kötü laflar eden, al bakalim telefon hattında arızalandı” dercesine cezalandırılmış bulunuyorum.
(Devami icin TIKLA)

Telekom beni vurdu

Tamam anlıyorum, çalışanlar haklarını istiyorlar. Emeklerinin karşılığını alamadakılarını düşüncesi ile en doğal hakları olan Grev imkanlarını kullanıyorlar. İyi de bula bula benim evimde ki ADSL hattını mı buldular kesmek için. 3 gündür aramadığım yer kalmadı.
konuşma dialoğu aynen şöyle ;
Ben : 3 gündür ADSL hatttım çalışmıyor. Arıza kaydı açtırmak istiyorum.
TT : Adınız soyadınız ?
Ben: adim su adsl numaram su
TT : Beyfendi su anda sistemlerimize baglanamadigimiz icin durumunuzu goremyorum.
(Devami icin TIKLA)

Emniyet seridi….

Memleketimde ne kadarda çok göreve yetişmesi gereken polis varmışta haberimiz yokmuş. Istanbul’un trafiğini anlatmama gerek yok, herkesçe bilinen bir keşmekeş ve sinir harbi yaşatıyor hepimize. Koyun gibi sıralanmış binlerce araç tıntın dipdibe ilerlemeye çalışıyor. Debriyaja basmaktan sol ayak uyuşmuş sürücüler ile, artık trafikten gına gelmiş sürücüler kendi kendilerine konuşmaya başlıyorlar araçlarında. Delireni, küfür edeni, fütursuzca ve bir kurtuluş yolu ararcasına bir sağa bir sola şerit değiştiren araçları görmek mümkün.

Ama bir durum var ki yazmadan edemedim. Emniyet şeridi (-ki bence bunun adı Emniyetsiz Şerit olmalı) denilen yolun, bir dolu tepesinde dönen sirenlerden yapıştırılmış onlarca araçlar tarafından kullanılıyor olması. Bunların eğer hepsi polis ise ne güzel, görev aşkı ile yanıp tutuşan bu memurlarımızı tebrik ediyorum (!). Bir kısmı ise oto aksesuarcılarından herkesin satın alabildiği bu ışıklı sirenlerden kullanarak paşa paşa gidiyor emniyet şeridinden. Bunları tespit etmekte zor. Emniyet şeridinde görevli polislerde bunları durdurmuyor (-kimi zaman durdurduğuna şahit te oluyorum gerçi ama..-)
(Devami icin TIKLA)

İhaneti Gördüm

Şu sıralar Türkiye’nin gündemin de sıkça konuşulan, tartışılan ve içimizi yakan bir konu hakkında bir kaç satır bir şeyler yazmak istiyorum. Meraklanmanıza gerek yok yıllardır kanımızı emen ve sömüren TERÖR ‘den bahsedeceğim. Hangi ülke vardır ki, ülke evlatlarını terör uğruna bizler gibi heba etmiş, ölümlerine engel olamamış. Ben kendim de Güneydoğu’da askerliğimi yaptım. Bilirim koşulllarını, orada ki askerin durumunu, komutanların tutumunu. Vatanımız için ne cefalar çekildiğini iyi bilirim.

Terör nedir sizce ? Sadece insanin insanı öldürmesi mi ? yada Kürt-Türk sorunu mu ?
Elbette bunlar değil.
Terör, o kadar derin bir konudur ki içinde boğulup gitmemek imkansız gibi. Kolları tahmin edilemeyecek yerlere kadar uzanır. Siyasete, ticarete, ülkelere, kişilere vs. vs. vs..

Geçen hafta okuduğum bir kitabı paylaşmak istiyorum. Bu kitap tam da şu sıralar terör konusunun neden başımıza musallat olduğunu objektif ve yalın bir dille anlatıyor. Kitap yazarı Erdal Sarızeybek. Hani şu Tv lerde de yayımlanan Kan Uykusu programında konuşan komutanlarımızdan. (Devami icin TIKLA)

« Önceki SayfaSonraki Sayfa »